Diksiyon, konuşulan dilin incelenmesi ve kullanılması. Fonetik sesleri veya fonemleri inceler; diksiyon ise konuşma sanatı ve tekniği olarak fonetiği tamamlar.
Bir şiiri, bir nutku, bir piyesteki rolü söylemek, okuma tarzını belirten “diksiyon” denilen sanat, konuşma organlarının, yatkın veya çalışmayla işlek hale gelmiş olmasını gerektirir.
Diksiyonun çeşitli bölümleri vardır: heceleri belirtme, telaffuz, noktalama, ses perdesini ayarlama, inşat. Bazen ton ve tarz bakımından suniliğe kaçan, bazen günlük konuşma diline, gerçek söyleyişe yaklaşan diksiyon, edebiyat ve tiyatro anlayışıyla bağlantılı olarak gelişmiştir. Türkçenin özellikleri, doğru nefes almak, sesin etkili kullanımı, vurgu, tonlama, ulama, durak, sık yapılan yanlışlar diksiyonun alt başlıklarıdır.
Boğumlama ya da boğumlanma konuşma organları olan dudak, dil, damak uzamı, yanaklar alt çene ve boğazın birlikte çalışarak ses çıkarmasına verilen addır. Aynı zamanda sessiz harflerin bir cümlenin başında ve sonunda keskin ve net bir biçimde söylenmesi ve sesli harflerin de yüksekliğine ve vurgularına dikkat edilerek söylenmesine de denir.
Boğumlama, hecelerin iyi anlaşılacak şekilde bir araya getirilmesidir. Birçok kimse konuşurken dudaklarını iyi hareket ettirmez. Bu tür konuşanlarda yani dudak tembelliğine sahip kişilerin konuşmasının anlaşılması güçtür. Konuşma esnasında seslerin karşıdaki dinleyici veya dinleyiciler tarafından daha iyi anlaşılabilmesi için yüksek sesle konuşulmasından ziyade hecelerin düzgün boğumlanması daha faydalıdır.
Konuşmaya dayalı radyo ve televizyon sunuculuğu ya da tiyatro oyunculuğu gibi mesleklerin hepsinde konuşma eğitiminin en önemli kısmı boğumlama eğitimidir. Boğumlama eğitimi ile amaçlanan ağızdan çıkan her sesin doğru ve etkili bir biçimde çıkmasıdır. Boğumlama yeteneğinin geliştirilmesi için konuşma organlarının zorlandığı tekerlemeler ile ses çalışmaları yapılmalıdır.